Kötü Alışkanlıklarımızın Üremeye Etkisi

Kötü Alışkanlıklarımızın Üremeye Etkisi
Kilo, Sigara, Psikolojik Stres ve Alkol Tüketiminin Doğurganlık Üzerine Etkisi

Yaşam tarzındaki kilo, sigara, psikolojik stres, masa başı işler ve alkol gibi faktörler üreme sağlığı ile yakından ilgilidir. Bunlar içinde kilo ve sigara ayrıntılı olarak incelenmiş ve miktara bağlı olarak üreme ile olumsuz ilişkisi ortaya konmuştur. Diğer faktörler de gözleme dayalı çalışmalarda en az bunlar kadar zararlı bulunmuştur ancak ileri çalışmalar gerekmektedir.
 
Sigara hem doğal süreçte hem de yardımcı üreme tekniklerinin kullanıldığı tedavilerde doğurganlığı azaltmaktadır. Sigara dumanındaki kimyasal maddeler yumurtaların hızla yok olmasına yol açmaktadır. Yumurtalardaki bu sayısal azalmaya ilaveten yumurtanın olgunlaşması, döllenmesi ve hormon üretimi de sekteye uğramaktadır. Bu bağlamda sigara içenlerde yumurta ve embriyonun naklini sağlayan tüplerde hareket azlığı nedeniyle bazen kısırlık oluşmakta bazen da dış gebelikler meydana gelmektedir. Rahmin embriyoyu kabul etmesi de bu kadınlarda daha zor olmaktadır.
 
Sigara içen erkeklerde sperm sayı ve hareketliliğinde azalma ve DNA hasarı oluşmaktadır. Bu da spermlerin dölleme yeteneğini azaltmakta, yumurta döllense bile kalitesiz embriyo gelişmekte gebelik oluşmamaktadır. Sigara içen kadınlar içmeyenlere göre 1/3 oranında daha az gebe kalmaktadırlar. Gebe kalanlarda da düşük ve erken doğum oranları artmaktadır.
 
Alkol tüketiminin doğurganlık üzerine etkilerinin değerlendirildiği az sayıdaki çalışmada orta ve üzeri miktarda alkol alanlarda kısırlık riski artmakta, kadınlarda yumurtlama olmaması, düşükler artmakta, erkeklerde sperm sayısı ve hareketliliği azalmakta, şekil bozukluğu artmaktadır.
 
Şişmanlık ve doğurganlık ilişkisine baktığımızda bilim adamlarının hem fikir olduğu gerçekler vardır. Şöyle ki;
1. Batı toplumlarında şişmanlıkla birlikte kısırlık ta artmaktadır;
2. şişmanlık sistemik bir hastalık olup üreme sistemi dâhil olmak üzere vücuttaki tüm organ ve dokuları etkilemektedir;
3. kadınlarda şişmanlık kısırlık için bir risk faktörü olarak görülmektedir.
 
Şişmanlık genetik nedenlerle veya bir hastalığa bağlı olarak meydana gelebilir. Ancak günümüzde özellikle egzersizden uzak, aşırı kalorili gıda alımı ve içeriği değiştirilmiş gıdaların tüketilmesi şişmanlığı önde gelen sebepleri olarak görülmektedir. Bu durum hem sex hormon dengesini bozmakta hem de insulin in aşırı salgılanmasına neden olmaktadır. Bu da yumurtlama üzerine olumsuz etkiler yapmaktadır.
 
Kısırlık tedavisine gelen şişman hastalarda hem daha yüksek dozda hem de daha uzun süre ilaç kullanmak gerekmektedir. Maliyet artmakta buna mukabil daha kalitesiz embriyolar oluşmaktadır. Mevcut kilonun %10’unun kaybedilmesi ile yumurtlama %30 luk bir artış elde etmek mümkündür.
 
Psikolojik stres çocuk sahibi olmak isteyen kadınlarda ciddi bir sorundur. Özellikle çevre baskısının getirdiği yükle bir an önce çocuk sahibi olmak isterken depresyon tedavisine gereksinim duyan hastalar olmaktadır.  Stres esnasında salgılanan katekolamin, kortizol ve prolaktin gibi hormonlar yumurtlamayı bozmakta, bağışıklık sistemini etkileyerek rahmin embriyoyu kabul etmesini zorlaştırmaktadır.
 
Biz tedavi öncesinde hastalardan fazla kilolarından kurtulmaları için hipoglisemik diyet yani şekerden fakir proteinden zengin gıdalarla beslenmelerini, sigara ve alkolü bırakmalarını, egzersiz yapmalarını ve hayata olumlu bakmalarını öneriyoruz. Böylece tüp bebek başarı oranları artarken hastalarımız da arzu ettikleri bebeği kucaklarına alarak evlerine dönüyorlar.

Yararlanılan Bilimsel Kaynaklar:  BMI and Life Habits:Diet, smoking, alcohol consumption. Jose Bellver
5 facts about smoking and infertility. Attain Ferility Health desk
 

Süha Sönmez'e Sorun

Etiketler